EVRİM TEORİSİ’NE İNANANLARIN SINIFLANDIRILMASI
1 sayfadaki 1 sayfası
EVRİM TEORİSİ’NE İNANANLARIN SINIFLANDIRILMASI
Evrim Teorisi’ne inananları hem teist hem ateist hem de bilinemezciler olarak üç maddede sınıflayabiliriz. Darwin örneğinde gördüğümüz gibi herhangi iki madde arasında gidip gelen birçok kişinin olduğu muhakkaktır. Birçok örnekten de anlaşılacağı gibi Evrim Teorisi’ne inancın insanları ateistik bir inanca mecbur ettiği yanlış bir görüştür. Fakat diğer yandan, Evrim Teorisi’nin ateist yaklaşımlar adına kullanılmaya çalışıldığı da bir gerçektir.
Evrim Teorisi’nin savunulduğu birçok kitapta, yazarlar, Tanrı inancı hakkında hiçbir görüş ifade etmezler. Bunun birçok nedeni olabilir; yazar polemik istemiyor olabilir, Evrim Teorisi’nin Tanrı inancı ile pozitif veya negatif bir bağlantısı olmadığını düşünüyor olabilir, Tanrı sorunu üzerine hiç düşünmemiş olabilir… Tanrı inancı hakkında hiçbir şey ifade etmemiş bir Evrim Teorisi savunucusunu hemen ‘bilinemezci’ sınıfa dâhil edemeyiz. Bu yazar bilinemezci sınıfa dâhil olabildiği gibi pekâlâ teist veya ateist de olabilir. Embriyolojide anne rahmindeki oluşum aşamalarını tarif eden bir bilim adamı, eğer Tanrı’dan bahsetmemişse, onun, hemen ateist veya bilinemezci sınıfa sokulduğuna tanık olmayız, fakat Evrim Teorisi ile ilgili eserler hakkındaki yorumlarda durum böyle değildir. Bu durumun, Evrim Teorisi’nin ortaya konduğu ilk dönemden itibaren teolojik tartışmaların içinde yer alması gibi sebepleri olsa da yine de bu yaklaşım hatalıdır. Eğer Evrim Teorisi’ni savunan kişi Tanrı’ya inancı hakkında hiçbir şey söylemiyorsa ve bu konudaki görüşünü açıkça belli etmiyorsa, bu kişiyi aceleyle kategorize etmemek en uygunudur.
‘Evrim Teorisi’ne inanan-bilinemezci’ tanımlamasında ilk akla gelen isim Thomas Henry Huxley’dir. Bunun nedenlerinden biri onun kendini açıkça böyle tanımlaması ve ‘agnostik’ (bilinemezci) ifadesini ilk kullanan kişi olmasıdır. Evrim Teorisi’ni savunan ve modern tartışmalara yön veren en ünlü isimlerden Stephen Jay Gould da kendini ‘agnostik’ olarak tanımlamaktadır. Tanrı inancı konusunda bilinemezci yaklaşıma sahip olup Evrim Teorisi’ne inanan bilim insanlarının ve düşünürlerin genel eğilimi, bilim ile dini, aralarında aşılmaz bir duvar olan iki alan gibi değerlendirmeleri; bu yüzden bilimsel teorilerin herhangi bir teolojik sonucu olduğunu kabul etmemeleridir.
Dikkat edilmesi gerekli önemli bir husus da Evrim Teorisi’ni savunan kişilerin bir kısmının, Tanrı inancı ile Evrim Teorisi arasında hiçbir bağ kurmamasıdır. Bu kişiler de hem teist hem ateist hem bilinemezci olabilirler. Fakat bu kişilerin inançlarının Evrim Teorisi ile hiçbir bağlantısı bulunmamaktadır. Konumuz açısından bu çok önemli bir noktadır; çünkü bu kişiler de ‘Evrim Teorisi’ne inanan ateist’ veya ‘Evrim Teorisi’ne inanan bilinemezci’ gibi bir sınıfta yer alırlar ama bu şahısların Tanrı inancı konusundaki tavırlarının Evrim Teorisi ile hiçbir alakası yoktur. Bu şahıslar örneğin psikolojik sebeplerle ateist, geleneklerinden dolayı teist veya Tanrı inancı üzerine hiç düşünmedikleri için bilinemezci bir tavır içinde olabilirler. Evrim Teorisi’nin ateizme yol açıp açmadığı tahlil edilecekse, evrimci-ateist kişinin ‘ateist’ görüşünün Evrim Teorisi’nden kaynaklanıp kaynaklanmadığını da saptamak gerekir. Kitabın ilk bölümünde görüldüğü gibi 19. yüzyılda Evrim Teorisi ortaya konmadan önce de birçok ateist vardı. Evrim Teorisi ile hiç ilişkisi olmayan birçok sebep ateizme yol açabilir. Öyleyse evrimci-ateist her kişinin ateizminin kaynağını Evrim Teorisi’ne bağlamamak veya evrimci-bilinemezci her kişinin bilinemezciliğine Evrim Teorisi’nin sebep olduğunu düşünmemek gerekir. Bazen bir kişinin ‘bilinemezci’ tavrının kaynağını tespit etmek gerçekten zor olabilir. Örneğin Darwin’in teizm ile bilinemezcilik arasında geliş gidişlerinde ‘kötülük sorunu’ önemli bir yer tutmaktadır; Asa Gray’a yazdığı bir mektupta masum bir insanın yıldırım çarpması ile ilgili ölümünü1 sorgularken buna tanıklık edebiliriz. ‘Türlerin Kökeni’nde ve daha birçok yerde Yaratıcı’yı ve doğal seleksiyonlu Evrim Teorisi’ni uzlaştıran Darwin’in, kimi zaman ‘bilinemezci’ (bazılarına göre ‘ateist’) yaklaşımla Yaratıcı’ya inancı arasında gidip geldiği doğru olsa da doğal seleksiyonlu Evrim Teorisi’nin bunun yegâne sebebi olduğu söylenemez. Darwin’in dönemindeki Hıristiyan din adamlarının Darwin’e karşı tavırlarının oluşturduğu psikolojik durum veya Darwin’in zihnini kurcalayan ‘kötülük sorunu’nun da bunda bir katkısı olabilir.
Evrim Teorisi ve Tanrı inancının ilişkisini değerlendirirken, Evrim Teorisi hakkında aynı düşünceyi paylaşanların Tanrı hakkında değişik inançlara sahip olup olmadıklarını bilmeliyiz; fakat bundan daha sorunlusu, Evrim Teorisi hakkındaki kabullerin, Tanrı inancını nasıl etkilediğini veya etkileyip ekilemediğini bulmaktır ki bu gerçekten zordur. Çünkü kişilerin Tanrı’nın varlığına veya yokluğuna dair inançları sırf canlıların dünyasından gelen verilerle değil; aynı zamanda psikolojik yapı, varoluşsal sorunlar, sosyo-politik yaklaşım, şahsi tecrübe gibi birçok unsur ile de alakalıdır. Bunun örneklerinden birini Karl Marx ve Friedrich Engels ikilisinde gözlemleyebiliriz. Onlar, Darwin’in Evrim Teorisi’ni daha duymadan önce materyalist-ateist bir inancı benimsemişlerdi. Marx 1841 yılında yazdığı doktora tezinde ilkçağın en ünlü materyalistleri Demokritos ve Epikuros’u incelemiş ve bu eserinde materyalist yaklaşımını ortaya koymuştu.2 Darwin’in Evrim Teorisi’ni Marx ve Engels beğeniyle karşıladı,3 hatta Engels, Marx’ın sosyal dünyadaki teorisinin canlılar dünyasındaki karşılığının Darwin’in Evrim Teorisi olduğunu söyledi.4 Engels ve Marx, kendilerinin sosyo-politik dünyada, Hegel’in felsefesine materyalist bir doğrultu vererek öngördükleri evrimsel sürecin, canlılar dünyasında da geçerli olduğunu söyleyen bir teoriyi severek kabul ettiler. Bu teorinin, sadece maddî dünyanın içinde kalarak canlıların oluşumunu tarif etmede yararlı olacağını düşündüler. Fakat onlar, bu teori sebebi ile materyalist-ateist olmadılar; onlar materyalist-ateist yaklaşımları açısından bu teoriyi faydalı buldukları ve felsefelerindeki temel ‘evrim’ kavramının, canlılar dünyasında karşılığını gördükleri için bu teoriyi benimsediler. Sonuç olarak Marx ve Engels, Evrim Teorisi’nden ateizme geçmediler.
Evrim Teorisi’nin savunulduğu birçok kitapta, yazarlar, Tanrı inancı hakkında hiçbir görüş ifade etmezler. Bunun birçok nedeni olabilir; yazar polemik istemiyor olabilir, Evrim Teorisi’nin Tanrı inancı ile pozitif veya negatif bir bağlantısı olmadığını düşünüyor olabilir, Tanrı sorunu üzerine hiç düşünmemiş olabilir… Tanrı inancı hakkında hiçbir şey ifade etmemiş bir Evrim Teorisi savunucusunu hemen ‘bilinemezci’ sınıfa dâhil edemeyiz. Bu yazar bilinemezci sınıfa dâhil olabildiği gibi pekâlâ teist veya ateist de olabilir. Embriyolojide anne rahmindeki oluşum aşamalarını tarif eden bir bilim adamı, eğer Tanrı’dan bahsetmemişse, onun, hemen ateist veya bilinemezci sınıfa sokulduğuna tanık olmayız, fakat Evrim Teorisi ile ilgili eserler hakkındaki yorumlarda durum böyle değildir. Bu durumun, Evrim Teorisi’nin ortaya konduğu ilk dönemden itibaren teolojik tartışmaların içinde yer alması gibi sebepleri olsa da yine de bu yaklaşım hatalıdır. Eğer Evrim Teorisi’ni savunan kişi Tanrı’ya inancı hakkında hiçbir şey söylemiyorsa ve bu konudaki görüşünü açıkça belli etmiyorsa, bu kişiyi aceleyle kategorize etmemek en uygunudur.
‘Evrim Teorisi’ne inanan-bilinemezci’ tanımlamasında ilk akla gelen isim Thomas Henry Huxley’dir. Bunun nedenlerinden biri onun kendini açıkça böyle tanımlaması ve ‘agnostik’ (bilinemezci) ifadesini ilk kullanan kişi olmasıdır. Evrim Teorisi’ni savunan ve modern tartışmalara yön veren en ünlü isimlerden Stephen Jay Gould da kendini ‘agnostik’ olarak tanımlamaktadır. Tanrı inancı konusunda bilinemezci yaklaşıma sahip olup Evrim Teorisi’ne inanan bilim insanlarının ve düşünürlerin genel eğilimi, bilim ile dini, aralarında aşılmaz bir duvar olan iki alan gibi değerlendirmeleri; bu yüzden bilimsel teorilerin herhangi bir teolojik sonucu olduğunu kabul etmemeleridir.
Dikkat edilmesi gerekli önemli bir husus da Evrim Teorisi’ni savunan kişilerin bir kısmının, Tanrı inancı ile Evrim Teorisi arasında hiçbir bağ kurmamasıdır. Bu kişiler de hem teist hem ateist hem bilinemezci olabilirler. Fakat bu kişilerin inançlarının Evrim Teorisi ile hiçbir bağlantısı bulunmamaktadır. Konumuz açısından bu çok önemli bir noktadır; çünkü bu kişiler de ‘Evrim Teorisi’ne inanan ateist’ veya ‘Evrim Teorisi’ne inanan bilinemezci’ gibi bir sınıfta yer alırlar ama bu şahısların Tanrı inancı konusundaki tavırlarının Evrim Teorisi ile hiçbir alakası yoktur. Bu şahıslar örneğin psikolojik sebeplerle ateist, geleneklerinden dolayı teist veya Tanrı inancı üzerine hiç düşünmedikleri için bilinemezci bir tavır içinde olabilirler. Evrim Teorisi’nin ateizme yol açıp açmadığı tahlil edilecekse, evrimci-ateist kişinin ‘ateist’ görüşünün Evrim Teorisi’nden kaynaklanıp kaynaklanmadığını da saptamak gerekir. Kitabın ilk bölümünde görüldüğü gibi 19. yüzyılda Evrim Teorisi ortaya konmadan önce de birçok ateist vardı. Evrim Teorisi ile hiç ilişkisi olmayan birçok sebep ateizme yol açabilir. Öyleyse evrimci-ateist her kişinin ateizminin kaynağını Evrim Teorisi’ne bağlamamak veya evrimci-bilinemezci her kişinin bilinemezciliğine Evrim Teorisi’nin sebep olduğunu düşünmemek gerekir. Bazen bir kişinin ‘bilinemezci’ tavrının kaynağını tespit etmek gerçekten zor olabilir. Örneğin Darwin’in teizm ile bilinemezcilik arasında geliş gidişlerinde ‘kötülük sorunu’ önemli bir yer tutmaktadır; Asa Gray’a yazdığı bir mektupta masum bir insanın yıldırım çarpması ile ilgili ölümünü1 sorgularken buna tanıklık edebiliriz. ‘Türlerin Kökeni’nde ve daha birçok yerde Yaratıcı’yı ve doğal seleksiyonlu Evrim Teorisi’ni uzlaştıran Darwin’in, kimi zaman ‘bilinemezci’ (bazılarına göre ‘ateist’) yaklaşımla Yaratıcı’ya inancı arasında gidip geldiği doğru olsa da doğal seleksiyonlu Evrim Teorisi’nin bunun yegâne sebebi olduğu söylenemez. Darwin’in dönemindeki Hıristiyan din adamlarının Darwin’e karşı tavırlarının oluşturduğu psikolojik durum veya Darwin’in zihnini kurcalayan ‘kötülük sorunu’nun da bunda bir katkısı olabilir.
Evrim Teorisi ve Tanrı inancının ilişkisini değerlendirirken, Evrim Teorisi hakkında aynı düşünceyi paylaşanların Tanrı hakkında değişik inançlara sahip olup olmadıklarını bilmeliyiz; fakat bundan daha sorunlusu, Evrim Teorisi hakkındaki kabullerin, Tanrı inancını nasıl etkilediğini veya etkileyip ekilemediğini bulmaktır ki bu gerçekten zordur. Çünkü kişilerin Tanrı’nın varlığına veya yokluğuna dair inançları sırf canlıların dünyasından gelen verilerle değil; aynı zamanda psikolojik yapı, varoluşsal sorunlar, sosyo-politik yaklaşım, şahsi tecrübe gibi birçok unsur ile de alakalıdır. Bunun örneklerinden birini Karl Marx ve Friedrich Engels ikilisinde gözlemleyebiliriz. Onlar, Darwin’in Evrim Teorisi’ni daha duymadan önce materyalist-ateist bir inancı benimsemişlerdi. Marx 1841 yılında yazdığı doktora tezinde ilkçağın en ünlü materyalistleri Demokritos ve Epikuros’u incelemiş ve bu eserinde materyalist yaklaşımını ortaya koymuştu.2 Darwin’in Evrim Teorisi’ni Marx ve Engels beğeniyle karşıladı,3 hatta Engels, Marx’ın sosyal dünyadaki teorisinin canlılar dünyasındaki karşılığının Darwin’in Evrim Teorisi olduğunu söyledi.4 Engels ve Marx, kendilerinin sosyo-politik dünyada, Hegel’in felsefesine materyalist bir doğrultu vererek öngördükleri evrimsel sürecin, canlılar dünyasında da geçerli olduğunu söyleyen bir teoriyi severek kabul ettiler. Bu teorinin, sadece maddî dünyanın içinde kalarak canlıların oluşumunu tarif etmede yararlı olacağını düşündüler. Fakat onlar, bu teori sebebi ile materyalist-ateist olmadılar; onlar materyalist-ateist yaklaşımları açısından bu teoriyi faydalı buldukları ve felsefelerindeki temel ‘evrim’ kavramının, canlılar dünyasında karşılığını gördükleri için bu teoriyi benimsediler. Sonuç olarak Marx ve Engels, Evrim Teorisi’nden ateizme geçmediler.
Similar topics
» KUR’AN’DA EVRİM TEORİSİ’NE İŞARET VAR MI?
» Evrim Teorisi Nedir?
» FOSİLLER VE EVRİM TEORİSİ
» EVRİM TEORİSİ VE TANRI İNANCI
» EVRİM TEORİSI’Nİ REDDEDENLERİN SINIFLANDIRILMASI
» Evrim Teorisi Nedir?
» FOSİLLER VE EVRİM TEORİSİ
» EVRİM TEORİSİ VE TANRI İNANCI
» EVRİM TEORİSI’Nİ REDDEDENLERİN SINIFLANDIRILMASI
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz